EL VE TIRNAK BAKIMI

31 Ocak 2008 Perşembe
Güzel ve bakımlı eller, kendimizi bize her zaman daha iyi hissettirir. Biraz yıprandıklarında hem hoş görüntü kaybolur hem de rahatsızlık duyarız. Özellikle ev işleriyle uğraşan kadınların elleri çok sık su ve deterjanla temas eder, bu da tahriş olmalarına yol açar. Deri çatlar, sertleşir ve ellerin doğal örtüsü tahrip olur. Güzellik salonlarında uygulanan el banyoları ve kompresler, yıpranmış ellerin kendilerini yenileyebilmeleri için ideal bakım yöntemleridir. Fakat bunların dışında evde de uygulayabileceğiniz, tırnaklarınızın ve ellerinizin mükemmel görünmesini sağlayacak basit ama etkili öneriler bulunuyor.
*SERT VE KURU ELLER İÇİNUYGULAMA:1 litre sıcak su1 tatlı kaşığı soda1 tatlı kaşığı karbonatMalzemeler karıştırılır eller bu karışımda bekletilir ve masaj yapılır
*EL BAKIMI TERLEME İÇİN:1 bardak su1 bardak alkolSu ve alkol karışımlı sıvıya eller batırılıp çıkarılır
*EL BAKIMI PÜF NOKTALARI
—Eller günde birkaç defa yumuşak sabunla ve bol temiz suyla yıkanmalı kurulandıktan sonra iyice kremlenmelidir.
—Haftada 1–2 defa ellere çok yağlı kremle masaj yapılmalıdır.
—Limon parmakları temizleyip renkleri açar ancak limon suyu cildi kuruttuğu için daha sonra krem sürülmelidir.
—Yumuşak tırnakların en büyük düşmanı sudur. Bulaşık yıkarken mutlaka eldiven kullanılmalıdır.
—Islak ojeleri kurutmanın en kolay yolu elleri buzlu suya sokup çıkarmaktır.
* Nemlendirici maske:Elleriniz çok kuruduysa, bu karışım tam size göre. Bir haşlanmış patatesi ezip içine biraz vazelin ve kuru papatya çiçekleri katın. Biraz karıştırıp elinize sürün. Sonra da elinizi pamuklu bir mendile sararak yarım saat kadar bekleyin. Ardından ılık suyla yıkayın
*Aromatik yağlarla el banyosu:Yumuşacık ellere sahip olmanın yanı sıra hoş kokmaları da her kadının hoşuna gider. Bunun için 3 damla lavanta yağı, 2 damla bergamot yağı ve 10 damla badem yağını 1 tatlı kaşığı gliserin ile harmanlayın. Malzemeyi bir kabın içindeki sıcak suya ekleyin ve karıştırın. Ellerinizi 20 dakika boyunca bu banyonun içinde tutun. Sonra dikkatlice ovuşturarak kalan yağı da deriye yedirin.
* Rezeneli el banyosu:8 yemek kaşığı rezene tohumunu havanda hafifçe ezdikten sonra 2 su bardağı kaynar suyla karıştırın. 15 dakika demlendikten sonra süzün. Elleriniz ne zaman çok suyla haşır neşir olursa, ardından mutlaka bu bitki çayının içinde 2 - 3 dakika bekletin ve yeniden canlanmalarına yardımcı olun.
*Zeytinyağı ile el banyosu:Ellerinizin üstü çatlıyor, hatta zaman zaman sızlıyor mu? O zaman hemen 1 su bardağı zeytinyağını benmari usulü hafifçe ısıtın. İçine 15 - 20 damla limon suyu ekleyip iyice karıştırın. Ellerinizi bu yağın içinde 5 - 10 dakika beklettikten sonra ılık su ve sabunla yıkayıp besleyici bir nemlendirici sürün.
*Jojoba - pirinç unu kompresi:Kuru ve mat ellerin çaresi bu kompreste gizli. 1 yemek kaşığı pirinç ununu biraz sütle bulamaç haline getirin. 1 yemek kaşığı jojoba yağını (veya gliserin) elinizin üzerine yayın ve üstüne pirinç unu bulamacını ekleyin. 10 dakika bu şekilde bekledikten sonra ellerinizi ılık suyla yıkayın. Cildinizin yeniden ışıldamaya başladığını göreceksiniz.
* Badem yağı masajı:Özellikle soğuk havalar ellerin çok çabuk çatlamasına ve derinin kalınlaşmasına neden olur. Badem yağı bu konuda en büyük yardımcınız. 2 yemek kaşığı badem yağını benmari usulü 37 - 40 derece sıcaklıkta ısıtın. Dairesel hareketlerle önce elinizin üstüne, sonra da avuçlarınıza doğru masaj yaparak iyice derinize yedirin ve ellerinizin birkaç dakika sıcak kalmasını sağlayın.
*Ellerinizi kremleyin:Tüm bu yöntemlerin dışında, ellerde oluşan kuruluğu gidermek için cildi besleyen el kremlerini tercih edebilirsiniz. Kremi gün içinde az miktarda ama sık sürmeye özen gösterin. Bileklerinizden başlayarak parmaklarınızın eklem yerlerine kadar dairesel ve özenli hareketlerle masaj yaparak cildinize yedirin. Özellikle gece kullanılan el kremleri, siz uyurken hücreleri besler. Eller için diğer bir problem olan lekelenmelere karşı ise yapılandırıcı serumlar kullanabilirsiniz.
*Sağlıklı tırnakların sırrı :Eğer tırnaklarınız kuruysa ve kolayca kırılıyorsa, çok sık temizlik maddeleriyle temas ediyorlar demektir. Bir kadının elleri ne kadar güzel olursa olsun, eğer tırnakları şekilsiz ve kırıksa, güzelliği gölgelenir. Bu yüzden tırnaklarınızın da bakımını ihmal etmeyin.
*Soğan suyu masajı:Kuru soğanın özsuyu ile de tırnaklarınıza masaj yapabilirsiniz. Böylece sertleşmelerini sağlayabilir ve kırılmalarını önleyebilirsiniz. Masaj yağı25 gr vazelin, 25 ml hintyağı, 10 damla acıbadem yağı, 25 ml avokado yağı ve 50 ml jojoba yağını benmari usulü eritip karıştırın ve bir krem kabına aktarın. İki günde bir, temiz tırnaklara bu karışım ile masaj yapın. Tırnaklarınız beslenecek ve daha beyaz görünecektir.
* Manikürü ihmal etmeyin:Yanlış beslenmeyle doğru orantılı olarak çatlayan, kırılan, soyulan ve sararan tırnaklarınızın bakımlı görünmesini sağlamak için, üç haftada bir manikür yapmaya özen gösterin. Ayrıca bir cila veya ojeyle tırnaklarınızın canlı ve bakımlı görünmelerini sağlayabilirsiniz. Sürekli olarak *sararmalarından şikayetçiyseniz; 1 adet limonu çok az suyla karıştırıp tırnaklarınızı birkaç dakika içinde bekletin. Kolay kırılmalarını önlemek için de, tırnak diplerine vazelinle masaj yapın. Çünkü vazelin kolayca emilip cildi nemlendirir ve tırnakların güçlenmelerini sağlar.
kaynak: netten
Devamını oku »

DOĞAL MASKELERLE GELEN GÜZELLİK

27 Ocak 2008 Pazar
Cilt güzelliği için doğal maskeler
Canlı ve sağlıklı bir cilde sahip olmak için, maskenizi evde kendiniz de hazırlayabilirsiniz. İşte doğal ürünlerden hazırlayabileceğiniz birkaç pratik
Besleyici maske formülü:
Maskeler, cildi güçlendiren klasik güzelleştiricilerdir. Kozmetik ürünlerinin hem pahalı olması, hem de bazı ciltlerde alerjiye yol açması, son yıllarda doğal ürünlere olan talebi artırıyor.
* Yağlı cilt için çökelek maskesi: 4 yemek kaşığı dolusu çökelek, 10 ml adaçayı, destile suyu, 10 ml gülsuyu, 1 kahve fincanı ılık süt mikserde iyice karıştırılır. Yüze ve boyuna uygulanarak 30 dakika etkilemeye bırakılır.
* Yağlı cilt için zencefil kompresi: 1 bardak zeytinyağı hafifçe ısıtılır, 1 yemek kaşığı dolusu öğütülmüş zencefil yağa iyice karıştırılır ve 1-2 saat bekletilir. Bu karışımın emdirildiği bez parçaları yüze uygulanır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır.
* Yağlı cilt için salatalık maskesi: Soyulmuş salatalıktan kesilen 5 kalın dilim mikserde püre haline getirilir, 2 tatlı kaşığı elma sirkesi ve 2 tatlı kaşığı susam yağı, 1 yumurta sarısı iyice çırpılır ve hepsi mikserde iyice karıştırılır. Yüze ve boyuna uygulanarak, 45 dakika etkilemeye bırakılır.
* Normal ve kuru cilt için Elma maskesi: Kabuğu soyulan bir elma, ince ince rendelenir ve 1 yemek kaşığı dolusu krema ile iyice karıştırılır. Yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 10 dakika etkilemeye bırakıldıktan sonra ılık su ile durulanır.
* Kuru cilt için buğday kırması maskesi: 100 gr kırılmış buğday, krem haline gelebilecek ölçüde zeytinyağı ile mikserde karıştırılır. Yüzde 15 dakika etkilemeye bırakılır.
* Kuru cilt için avakado maskesi: Olgun bir avokado meyvesi kabuksuz olarak çatalla ezilir ve yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ile iyice karıştırılır. Bu karışım daha sonra bir yumurta sarısı ile karıştırılır ve içine 3 yemek kaşığı dolusu zeytinyağı eklenir. Cilde 20-30 dakika uygulanması yeterli olur.
* Olgun cilt için havuç maskesi: 1 yumurta sarısı, yarım tatlı kaşığı zeytinyağı ve bir tatlı kaşığı dolusu havuç suyu iyice karıştırılır. Yüze, boyuna ve dekolteye sürülerek, 20-30 dakika etkilemeye bırakılır.
* Olgun cilt için yeşil çay maskesi: Bir bardak su kaynatılır ve 5 dakika bekletilir. 1 yemek kaşığı dolusu yeşil çay eklenerek, 5 dakika demlendirilir, süzülür ve soğumaya bırakılır. Bu arada, 3 yemek kaşığı bademyağı ve 1 yemek kaşığı dolusu çiçek balı iyice karıştırılır. Yeşil çay bu karışıma yavaş yavaş eklenirken karıştırmaya devam edilir. Maske, yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır.
kaynak:takvim
Devamını oku »

CİLDİNİZİ GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Daha güzel bir cilt için bunları yapın:
-Daha fazla domates ve domates ürünü tüketin: Domates ürünlerindeki likopenin güneş ışınlarının cilt yaşlandırıcı etkisini yüzde 20-40 oranında azalttığını gösteren çok sayıda araştırma var. Antioksidan gücü zengin üç meyveye öncelik verin: Yüksek antioksidan içerikleri nedeniyle erik, üzüm ve elmanın beslenmede öncelik taşıması gereken meyveler olduğu belirtiliyor.
-Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanın: Omega-3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir.
-Ülkemiz balıklarında da Omega-3 bol miktarda mevcut: Uskumru, hamsi, levrek bunlardan bazıları.
-Omega-6 yağ asitlerinden destek alın: Bitkisel yağlarda (zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı) bulunan Omega-6 yağ asitlerinin de cilt dostu olduklarını unutmayın.
-Turunçgillerden zengin bir besin planı yapın: Sadece portakal, greyfurt tüketmekle yetinmeyin. Turunç kabuğunda bulunan "d-limonene" isimli maddenin cilt dostu olduğu belirlendi. Özellikle cilt kanserine karşı ciddi bir koruyucu olan d-limonene’den yararlanmak için portakal veya turunç kabukları ile hazırlanmış reçellerden tüketin.
-Yeşil ve siyah çaydan yararlanın: Özellikle yeşil çayın güçlü bir cilt dostu olduğu kuşkusuz. Yeşil ve siyah çaydaki (daha az etkilidir) bu güç, ihtiva ettikleri polifenollerle ilişkilidir.
-Daha çok sebze tüketin: Sebzelerin de en renkli olanlarını ve en tazelerini tüketin.
-Keten tohumu ile tanışın: Keten tohumunda Omega-6 yağ asitlerinin de bulunduğunu bilirseniz, bu ucuz ama etkili besinin cildiniz için de önemli bir destek olduğunu unutmazsınız.
-Ceviz, badem ve fındığı unutmayın: Yağlı tohumların tümü E vitamini, kalsiyum, Omega-3 yağ asitleri cildiniz için de dost besinlerdir.
kaynak.netten alıntıdır
Devamını oku »

CİLT TİPİNİZE GÖRE YAĞI SEÇİN

23 Ocak 2008 Çarşamba
Hangi yağ, hangi cilt için uygundur?
Aşağıda belirtilen yağlara ait özellikler genel olarak ifade edilmiştir. Eğer allerjik bir bünyeye sahipseniz veya aşağıdaki yağlardan herhangi birine karşı hassasiyetinizi ölçmek istiyorsanız basit bir allerji testi yaptırabilirsiniz.Genel olarak pekçok yağ, masaj sırasında cilde direkt olarak uygulanmaz.
Örneğin masaj için avakado yağı hazırlamak isteniyorsa, avakado yağı %10'u geçmeyecek bir oranda diğer taşıyıcı bir yağ (zeytinyağı, vb.) ile karıştırılacaktır.
Avakado : Kuru cilt tipi için uygundur. A, B, D, E vitaminlerini içerir.
Ayçiçeği yağı : Nemlendirici ve besleyicidir.
Bal : Kuru ciltler için önerilir.
Bergamot : Yağlı ciltler için iyi gelir, Hassas ciltler dikkat etmelidir.
Biberiye : Derinden temizlik sağlar, mikrop kırıcı özelliği vardır.
Buğday : Yıpranmış cildi besler. E vitamini açısından zengindir. A, D vitaminleri, protein ve mineraller içerir.
Gül : Tüm cilt tipleri için uygundur. Yumuşatıcı ve rahatlatıcıdır.
Havuç : Tüm cilt tipi için uygundur. Özellikle yüz temizliği için idealdir. Beta-Carotene, A, B, C, D, E vitamini açısından zengindir.
Hindistancevizi : Cildi besler.
Hint yağı : Cildi besler.Kirpikleri uzatır
Jojoba : Tüm cilt tipleri için uygundur. A vitamini açısından zengindir.
Kayısı : Tüm cilt tipleri için uygundur. Özellikle yüz temizliği için idealdir. Akneleri temizler. A vitamini ve mineraller içerir.
Keten yağı : Yüz bakımında parlatıcı olarak kullanılır.
Kil : Ölü derileri temizler.
Lavanta : Hassas veya yağlı ciltler için uygundur. Akne tedavisinde kullanılır.
Limon : Yağlı ciltler için uygundur. Hassas ciltler dikkat etmelidir.
Menekşe : Hafif mikrop kırıcıdır. Hassas ciltler dikkat etmelidir.
Mısır Yağı : Yüksek miktarda E vitamini içerir.
Nane Yağı : Hassas ciltler dikkat etmelidir.
Papatya : Hassas ciltler için uygundur. Yumaşatıcı ve rahatlatıcıdır. Akne tedavisinde kullanılır.
Portakal yağı: Kuru cildi besler, çok iyi bir cilt toniğidir. Kokusu ferahlatıcıdır.
Susam yağı : Cildi besler. E vitamini, protein, mineral ve amino asitler içerir.
Tarçın : Hassas ciltler dikkatli kullanmalıdır.
Tatlı Badem : Tüm cilt tipleri için uygundur. Protein, vitamin ve mineraller açısından zengindir.
Yasemin : Kuru ciltler için uygundur.
Zencefil : Hassas ciltler dikkatli kullanmalıdır.
Zeytinyağı : Cildi besler, nemlendirir.
kaynaknetten alıntı
Devamını oku »

AŞURENİN FAYDALARI

22 Ocak 2008 Salı
Aşure vitamin deposu
Hem büyüklerin hemde çocukların severek yediği aşure vitamin deposu
Bazı özel günlerde hazırlanan aşure, içinde bulunan vitamin, mineral ve protein nedeniyle önemli bir besin kaynağı.Gıda Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ramazan Çelebi, aşurenin özellikle çocuklar için önemli olduğunu söyledi. Aşure, Hicri takvime göre Muharrem ayının 10'uncu gününe denk gelen Aşure Günü'nde evde hazırlanıyor. "Bu günde, peygamberlerin ve onlara inananların çok büyük sıkıntılardan, zulümlerden, baskılardan kurtulduğuna inanılır.
Aşurinin içine: Buğday, nohut, fasulye, kuru üzüm, kayısı, badem ve ceviz gibi yaklaşık 10 baklagil, meyve ve sert kabuklu yiyecekler katılıyor.Bunun dışında bazı bölgelerde haşhaş, susam, nar, kenevir, kuru elma ve portakal gibi malzemeler de eklenebiliyor. "Türk mutfağının vitamin ve enerji bakımından en sağlıklı ve besleyici tatlısı aşuredir. Tahıl ve kuru baklagiller birlikte kullanıldığı için protein, kuru meyveler kullanıldığı için de yoğun vitamin barındırır''
Aşurenin faydaları :
-Aşure çorbasının içinde sadece bitkisel yağlar olduğu için de kolesterol bulunmaz.
-Aşurenin B2, B1, C, A vitamininin yanı sıra bol miktarda demir, çinko, fosfor, kalsiyum ve sodyum içerdiğini de anlattı.
-Aşurenin sağlık için daha sık tüketilmelidir ''
-Aşure, özellikle çocuklar için büyük bir enerji kaynağıdır.
-Tatlı olarak çocukların kolaylıkla tüketmesi sağlanabilecek aşure, vücut direncini artıracaktır. -Vitamin ve mineral deposu olan aşure, vücudun daha dirençsiz kalabildiği bu dönemlerde mutlaka tüketilmelidir.
- Kış aylarında soğuk ve hastalıklara karşı gerekli olan enerji, vitamin ve minerallerin önemli kısmı aşurede bulunuyor.'
kayanak.netten alıntı
Devamını oku »

BİLGİSAYARI KİM KAÇ YILINDA İCAT ETTİ

21 Ocak 2008 Pazartesi
İnsanlığın ilk günlerinden beri hesap yapmaya her zaman ihtiyaç duyulmuştur. İlk insanlarda hesaplama; varlıkları başka bir grubun elemanlarıyla eşleştirme yapılarak yapılmıştır.
İnsanların hesaplama yöntemi ilk kez Abaküsle düzenlenmiştir. Böylece, Pozisyona bağlı sayı gösterimine başlandı. İşlemler sembolik gösterimlerle ifade edildikten sonra Papirüs denen kağıtlar ve hayvan derileri depolama aracı olmuştur. Başta Taşkentli alim Muhammed İbni Musa el Harezmi olmak üzere bazı isimler bilgisayar ve parçalarını bir araya getirmiştir. Günümüzdeki adını El Harezmiden almıştır. Algoritma bilgisayar programının alt adımlarının gösterimidir
Algoritma bilgisayar programının alt adımlarının gösterimidir.
1642’de Blaise Pascal eldeki toplama yapan oyuklu makine geliştirdi.
1673’de Gattfried Leibniz çarpma yapan makine geliştirdi.
1801’de Jasoph - Marie Tacguard otomatik dokuma tezgahı icat etti. Bu makine, insan yerine makine kullanımına geçtiği için Fransa’da isyana neden oldu.
1802 yılında Charles Bobboge çalışmaları yetersiz buldu ve Fark Makinesini icat etti. Bu makine için İngiliz Hükümetinden yardım istediği için tarihe geçti.
1833’te ise Bobbege Analitik makineyi icat etti. Bu yüzden Babbage’a “Bilgisayarın Babası” dendi. 1925’te Vannevar Bush integral ve diferansiyel alabilen bir analiz makinesi icat etti.
1930’da nihayet dünyanın en büyük hesaplama aygıtı yapıldı.
1935’te Alman Konrad Zuse elektrikli ikili tabanda işlem yapan Z-1 adlı bilgisayarı geliştirdi. 1938’de Z2 tasarlandı. Konrod 2. Dünya savaşından sonra Zürih üniversitesinde Z-4 adlı bilgisayarı geliştir
2. Dünya Savaşı boyunca uçaksavarlar için bilgisayara ihtiyaç duyuldu.
İlk geniş ölçekli otomatik, elektromekanik bilgisayar Howard Aiku ve Messrs tarafından 1944’te gerçekleştirilen MARK I’dır.
1943’te başlanan ENIAL bilgisayarı değişik üniteleri bağlayan, programlanabilen, paralel hesaplama yapan dev bilgisayardır.
1947’de transistör icat edildi. Transistör bilgisayara güvenilirlik ve hız getirdiğinden bir devrim oldu.
1960’da Gene amdahl kesirli sayılarda işlem yapan, ilk TİCARİ BİLGİSAYARI yaptı.
1957’ye kadar bilgisayarda bellekler kısaydı.
1957’de RAMAL hard diske sahip ilk bilgisayarı üretti.
1958’de elektronik dönem tam anlamıyla başladı. Uzun yıllar süren çalışmalardan sonra General Electric Firması, bankacılık işlemlerini son derce kolaylaştıran 32 ERMA adlı bilgisayarı geliştirdi. İlk defa bir bankacılık otomasyonu gerçekleşmişti. Bu olay, daha sonra bankamatikler ve elektronik kişisel bankacılık gibi modern teknolojiler için ilk adım niteliğindeydi.
1952 yılından itibaren çalışan Grace Murray Hopper 1960 yılında iş hayatı için gerekli programların yazımı için kullanılabilecek FLOWMATIC adlı programlama dilini üretti. Aynı yıl IBM firması da COMMERCIAL TRANSLATOR (Ticari Çevirmen) adlı bir programlama dilini satışa sundu.
1950’li yıllarda bilgisayarlar için yazılan işletim sistemleri programların hızlı bir biçimde sonlanmasını temel ilke olarak alıyor, kullanıcı için hiçbir kolaylık öngörmüyordu.
1961 yılında ilk interaktif (etkileşimli) işletim sistemi olan CTSS (Compatible Time Sharing System), Fernando Corbato tarafından IBM 7090/94 serisi bilgisayarlar için geliştirildi. Bu işletim sistemi, Stibitz’in geliştirdiği uzaktan kumandalı silahlar sayılmazsa, uzaktan erişimi sağlayan ilk bilgisayarların piyasada boy göstermesini sağlamış oldu.
IBM, 1964 yılında ilk geniş ölçekli ve gerçek zamanlı rezervasyon sistemini, Amerikan Havayolları için gerçekleştirdi. Aynı yılın 7 Nisan’ında yine IBM, bilgisayar alanında yeni bir dönemin başlamasını sağlayan, IBM uyumlu bilgisayar ailesinin ilk ferdi olan System/360 adlı makineyi piyasaya sundu. Aynı yıl içinde BASIC programlama dili, John Kemeny ve Tom Kurtz tarafından geliştirildi. Pek çok firma daha büyük ve daha hızlı bilgisayarlar üretmeye çalışırken, Digital Equipment Şirketi, ilk gerçek minibilgisayar olan PDP-8 adlı bilgisayarı geliştirdi. PDP-8’in küçük bir komut seti, ilkel bir mikroprogramlama dili ve harika bir arayüz yeteneği vardı. Bu yüzden, bu bilgisayarlar, telefon hatlarını kullanarak proses kontrol yapabilen çok kullanıcılı sistemler olarak kullanılmıştır.
Aynı yıl içinde MIT ile AT&T Bell Laboratuvarları’nın ortak çalışması sonucu, genel amaçlı, ortak bellekli ve çok kullanıcılı bilgisayarlar olan GE 600 seris ilk makine üretilmiştir. Fairchild Firması’nın 1961 yılında ilk silikon tabanlı entegre devreleri piyasaya sunmasından yaklaşık 7 yıl sonra, 1967 yılında o teknoloji kullanılarak üretilen üçüncü kuşak bilgisayarlar ortaya çıkmaya başladı. 1969 yılında, internete atalık yapacak olan ARPA net çalışmalarına askeri haber alma amacıyla başlandı. Aynı yıl içinde Rıtchie ve Thompson, günümüzün vazgeçilmez işletim sistemlerinden UNIX üzerine çalışmaya başladı.
1971 yılında ortaya çıkan iki önemli ürün, kişisel bilgisayar döneminin başlamasına öncülük etti. Bu ürünler, ticari olarak piyasaya sürülen mikroişlemciler ile floppy disketlerdi. Intel Firmasının hesap makinelerinde kullanılmak üzere Japon Busicom Firması için ürettiği 4004 mikroişlemcisi ve IBM mühendislerinden Alan Shugart’ın ürettiği 8 inch floppy disket kişisel bilgisayar çağının başlamasına neden olan gelişmeler olmuştur.
1972 yılında ilk kişisel bilgisayar olan MITS 816 üretilmiştir. Bu bilgisayarın ne ekranı, ne klavyesi vardı. Fakat meraklı amatörler için son derece ilgi çekiciydi. Aynı yıl içinde, NASA bilgisayar kontrolü ilk uzay uçusu gerçekleştirdi.
1974 yılında Intel, trafik ışıklarının kontrolü için 8080 mikroişlemcisini üretti. Bu işlemci daha sonra Altair adlı bilgisayarda kullanıldı. Intel’e rakip olarak ortaya çıkan Zilog firması Z80 mikroişlemcisini üretti. Gary Kildall, bilgisayar mimarisinden bağımsız olarak her platformda çalışabilen CP/M adlı işletim sistemini yazdı. Aynı yıl içinde, ilk ATM (bankamatik)’ler kullanılmaya başlandı.
1975 yılında 375 dolara satılan, klavyesiz ve ekransız ALtair 8800 adlı bilgisayar üretildi. Microsoft firmasının kurucusu Bill Gates ile Paul Allen, bu bilgisayar için bir BASIC derleyicisi yazdılar. Bu yıl içinde, IBM firması 5100 adlı ilk kişisel bilgisayarını üretti. Seymour Cray, Cray I adını verdiği ve bugün de hala vazgeçilmez süperbilgisayarlar olan Cray’lerin ilkini tasarladı.
1976 yılında, ekran ve klavyeye sahip bilgisayar olan Apple II adlı bilgisayar, Steve Jobs ve Steve Wozniak tarafından üretildi. Apple II, kıa sürede ortaokullara ve liselere girdi ve ilk “bilgisayar” derslerinde kullanılmaya başlandı.
1978 yılında, Daniel Bricklin ve Bob Fransston tarafından yazılan Visicale, günümüzde kullandığımız Excel gibi gelişmiş yazılımlara öncülük yapacak tablolama programı olarak ortaya çıktı.
1979 yılında is eMicropro International Firması ilk kelime işlem programı olan Wordstar’ı piyasaya sürdü. 1981 yılında, Microsoft firmasıyla anlaşan IBM önceki makinelerinde kullandığı işletim sistemi olan CP/M’in yerine DOS işletim sistemini yazdırarak, bu yeni işletim sistemi kullanan IBM PC’yi üretti. Aynı yıl Commodore firması VIC-20’yi üreterek, 1 milyon adet satmayı başardı.
1982 yılından itibarin bilgisayarlar film sektöründe kullanılmaya başlandı. Disney Stüdyoları’nda yapımı gerçekleştirilen Tron adlı filmin tüm karakterleri bilgisayar tarafından canlandırılmış ve özel efektler bilgisayar aracılığıyla üretilmişti.
1983 yılında Mitch Kapor, Lotus 1-2-3 adlı tablolama programını yazarak Visicalc’in elinden liderliği aldı.
1978 yılında, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın çalışmalarına başladığı “modern” yüksek seviyeli bir programlama dili geliştirme çalışmaları bu yıl içinde tamamlandı. Bu yeni dile “ADA” ismi verildi.
1986 yılında, Intel Firması 1980’de ürettiği 80806 işlemciler ve 1994 yılında ürettiği Pentium işlemciler arasında bir geçiş olarak nitelendirebileceğimiz 80386 mikroişlemcisini üretti. Aynı yıl içinde süperbilgisayarlarda da çok önemli gelişmeler yaşandı. CRAY X-MP adlı 4 paralel mikroişlemcili bilgisayar saniyede 713 milyon kesirli sayı işlemi yapabiliyordu. İlk süper bilgisayar olan IBM STRETCH ise saniyede 5 bin kesirli sayı işlemi yapıyordu.
1990’lı yıllara geldiğimizde ise, 10 yıl öncesinin süper bilgisayarlarında kullanılan mikroişlemcilerin gücüne sahip işlemcilerin kişisel bilgisayarlarda kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Yaygın olarak genellikle Intel’in Pentium serisi mikroişlemcilerini içeren bu bilgisayarlar ile yüksek hız gerektiren grafik programları, gelişmiş görsel programlar ve ses ile görüntü ağırlıklı çokluortam (multimedya) programları oldukça iyi performanslarla çalıştırılabilmektedir. Yaptıkları işleme göre fiyatları oldukça tatminkar olan bu bilgisayarlar, hemen her alanda kullanılmaktadır.
kaynak:netten alıntıdır
Devamını oku »

SOYA ÜRÜNLERİ VE FAYDALARI

17 Ocak 2008 Perşembe
Soya, hayvansal gıdalara oranla daha az yağ içerdiğinden kalbi koruyor.
Asya'nın vazgeçilmezi
Son yıllarda sağlık açısından önemi daha iyi ortaya çıkan mucizevi bitki soya fasulyesi, Asya halkının beslenme alışkanlığında vazgeçilmez bir besin olarak yer alıyor.
Soya fasulyesini bu derece önemli kılan,
*Zengin bir protein kaynağı olması,
*İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu amino asitler açısından mükemmel bir denge oluşturması.
*Soya proteini hem çocuklar hem de yetişkinler için önemli bir kaynak.
*Aynı zamanda inek sütüne karşı alerjisi olanlar için de vazgeçilmez bir protein kaynağı.
*Kolayca sindirilebilen, kolesterol içermeyen soya ürünleri bu özellikleri nedeniyle diyet yapanlara da öneriliyor.
* İçerdiği B1 vitamini oranının ete nazaran daha yüksek olması; kalsiyum, demir, çinko, fosfor, magnezyum içermesi gibi nedenlerle uzmanlar sağlıklı bir yaşam ve dengeli beslenme için soya ürünlerinin kullanılmasını öneriyor.
Sağlık için soya
Düşük yağlı ve soya bazlı beslenen Japonlarda kalp hastalıklarının çok az görülmesi, kalp hastalıkları ve soya ilişkisini gündeme getirdi. Soya çeşitlerinin kan lipid seviyeleri üzerindeki etkisi de araştırıldığında soyanın kolesterol seviyesinin düşüşünde önemli bir rol oynadığı ortaya çıktı. Menopoz konusunda yapılan araştırmalar da, soyanın kemiklerin güçlenmesinde etkili olabileceğini gösteriyor. Erkekler açısından da umut veren gelişmeler oldu; soyanın yapısında bulunan 'genistein' adlı bileşenin, prostat tümör hücrelerinin büyümesini önlediği keşfedildi.
Soya ürünleri
*Soya fasulyesinden doğal olarak yararlanıldığı gibi soya filizi,
*soya sütü, soya eti, soya yağı, soya unu ve tofu olarak da tüketiliyor.
* Bunların dışında tempeh, miso, soya kepeği ve soya sosu dünya mutfaklarında kullanılan diğer soya ürünleri.
*Soya fasulyesinin kavrulup öğütülmesiyle elde edilen soya unu, yüksek nitelikli protein açısından zengin olmakla birlikte; mükemmel bir demir, kalsiyum ve B vitaminleri kaynağı.
Nişastası az olduğundan mayalı ürünlerde toplam unun yüzde 20'si oranında un kullanılmalı. Pişirme ve kızartma sırasında hamurun su tutma özelliğini de artırdığından, elde edilen ürünler daha nemli oluyor. İçeriğindeki yağ, lif ve şeker; ortaya çıkan ürünün iç kısmına yumuşaklık veriyor. Yapısındaki çözünür protein, bol yağda kızartılan ürünlerin yağ çekme oranını azaltıyor. Keklerde soya unu kullanıldığında yumurta ve süt miktarını azaltmak gerekir. Soya unu muhallebi, pasta, kek ve erişte yapımında kullanılabilir. .
kaynak:ekolay.net
Devamını oku »

MANGO MEYVESİNİN FAYDALARI

16 Ocak 2008 Çarşamba
Dünya tropikal ikliminde meyvelerin kraliçesi olarak da bilenen mango dış yapısı ve kesildiğinde ortaya çıkan mükemmel kokusu ile her zaman ilgi odağı olmayı başarmıştır.Tropikal iklim meyvesi olan mango, içerdiği yüksek C vitamini yönünden, kan dolaşımını rahatsızlıklarında özellikle tedaviye yardımcıdır.Orta ve Güney Amerika, Asya ve Afrika ülkelerinde üretilmektedir.Tropikal meyvelerden mangonun en lezzetli hali, en çok dolgun olduğu dönem.
C vitamini, provitamin A ve B vitamininin tüm türlerini içeren mango, mümkün olduğunca çiğ yenilmeli.Tek kusuru biraz pahalı olmasıdır
Mangonun faydaları
*Bu meyve içerdiği vitaminler nedeniyle sinirler, cilt ve saçlar için çok yararlı.
* Mango potasyum, lif ve kuvvetli bir anti-oksidan deposudur.
*A vitamini C vitamini E vitamini Demir Böbreklere faydalıdır, Kanı temizler, Sindirimi hızlandırır, Asitli yiyecekleri nötralize eder.
* Olgunlaşmış mango oldukça faydalıdır.
* Mangodaki ana gıda maddesi şekerdir.
* Ayrıca tartarik asit ve malik asite ilave az miktarda sitrik asitte bulunur. Bu asitler vücut tarafından kullanılır ve vücudun alkali kaynaklarını koruyabilmesine yardımcı olur.
*Olgunlaşmamış mango erkekleri, sıcağın ve kavurucu rüzgârların zararlı etkilerine karşı korur.
*Sıcak kül üzerinde pişirilen mango su ve biraz şekerle karıştırılıp bir içecek hazırlanırsa, bu sıcak çarpmasına karşı çok etkili bir tedavi yöntemidir.
*Ham mangonun üzerinde biraz tuz serpip yemek yaz aylarında aşırı terleme sonucu oluşan tuz ve demir kaybını azaltır.
Olgunlaşmamış mango, satın alınmışsa olgunlaşana kadar oda sıcaklığında 3-5 gün saklanır.
Olgunlaşmış mangoları kapalı plastik çantalarda sebzelikten uzak bir yerde 3-4 gün buzdolabında saklayabilirsiniz.
kaynak.netten alıntı
Devamını oku »

ELMAYLA GELEN SAĞLIK

15 Ocak 2008 Salı
Sağlıklı beslenmede elma, sanılandan daha faydalı olup, bağırsak kanserine yakalanma riskini de azaltıyor. Bu sebeple uzmanlar, her öğünden sonra elma yenmesini tavsiye ediyorlar. Pek çok mineral ve vitamin içeren elmanın diğer faydaları şöyle sıralanıyor...
- Zayıflamak için: Elmada sadece 50 kalori vardır ve içinde bulunan petkinden dolayı doyurucudur. Zayıflamak için mükemmel bir meyvedir. Düşük kalorili olduğu için şişmanlığı önler, kan şekeri düzeyini ve yüksek tansiyonu olumlu bir şekilde etkiler.- Kabızlık için: Öğle yemeğinden önce yenen bir elma, bağırsakta bakterilerin çoğalıp azalmasını ayarlamada rol oynar ve bu sayede kabızlığı önler.
- Bağışıklık için: Elmadaki C vitamini vücudun savunma sistemini kuvvetlendirir. Bunun sonucu olarak soğuk algınlığı virüsleri vücuda giremezler.
- Dişler için: Yemeklerden sonra yenen elma, çoğu zaman diş fırçalamaktan daha iyi etki yapar. Çünkü elma çiğnenirken dişlerin arası çok iyi bir şekilde temizlenir.
- Kolesterol için: Elmadaki petkin maddesi, zararlı kolesterolü (LDL) düşürür; atardamarları koruyan faydalı kolesterolü (HDL) yükseltir.
- Kalp için: Elmadaki etkili maddelere yeni keşfedilen 'Phenylalanin' de eklendi. Bu madde, vücutta bulunan ve kalbin çalışmasında destek olan Q enzimini faaliyete geçirir.
- Demir eksikliği: Demir, C vitamini ile birleştiğinde organizma tarafından mümkün olduğunca iyi şekilde alınır. Elmada her ikisi de vardır.
KAYNAKnetten alıntıdır
Devamını oku »

LİMONLA GELEN GÜZELLİK

13 Ocak 2008 Pazar
Cildiniz için canlandırıcı bir etki yapan limonu temizleme losyonu, yüz maskesi ve peeling yapımında kullanabilirsiniz...Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Limon özellikle yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir. sıkılaştırıcı etkisi vardır. Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling yapar...
Cildiniz için serinletici ve canlandırıcı bir etki yapar
Altı adet limonu, kabukları ile birlikte halka şeklinde dilimleyin. Derin bir kaba soğuk su doldurun ve içine dilimlediğiniz limonları atın. Limonların kabukları yumuşayana kadar en az bir-iki saat bekletin. Süre tamamlandıktan sonra limonları elinizle sıkın ve banyo suyunun içine limonları ve hazırlanan suyu ilave edin. Eğer limonların suda bekletilme süresi sizin için çok uzun ise, o zaman limonların suyunu sıkın ve limonlarla birlikte banyo suyuna katın. Hazırladığınız limon banyosunun içinde 20 dakika kalmanız yeterli olacaktır. Bu özel banyo için kan dolaşımınızı hızlandırırken, iç açıcı limon kokusu da güne dinamik başlamanıza yardımcı olacaktır.
Cilt için limon peelingi
Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling görevi yapabilir. Dirsek, diz ve tabanlarda oluşan sert derileri size şimdi verecek olduğumuz limon reçetesi ile yumuşatarak, pürüzsüz görünmesini sağlayabilirsiniz. Bir çorba kaşığı limon suyu ile iki çorba kaşığı balı kısık ateşte hafifçe ısıtın. Ocaktan alındıktan sonra bir süre soğumasını bekleyin. Hazırlanan karışım soğuduktan sonra kuruyan ve çatlayan cildin üstüne sürün. 20 dakika beklettikten sonra peeling yaptığınız bölgeyi su ile temizleyin. Son olarak temizlediğiniz bu bölgeyi limon kabuklarıyla ovalıyın. Bu işlem sonunda derinizin taze görünüşü sizi bile şaşırtacaktır.
Limonlu yüz temizle losyonu
Limon yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir. Çünkü limonun sıkılaştırıcı bir etkisi vardır. Tarifini verdiğimiz yüz losyonu, yüzdeki siyah nokta ve sivilcelere karşı en ideal losyondur. Bunun için 30 ml. limon suyunu 30 gr. bal ve 200 ml. damıtılmış suyla karıştırın ve bu karışımı bir cam şişesinin içine koyun. Hazırladığınız bu losyonu sabahları ve akşamları, bir pamuğa damlatarak yüzünüze sürün. Böylece hem temiz hem de canlı bir cilde sahip olacaksınız. Ancak yüzünüze bu karışı sürdükten sonra en az iki saat güneşe çıkmamaya dikkat edin. Aksi halde yüzünüzde lekeler oluşur.
Limonla değişik yüz maskeleri
Az yağlı yoğurda 5 damla limon suyu katın. Yüzünüzü temizledikten sonra bu maskeyi sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın. Avokado”nun yarısını püre haline getirin, içine bir çay kaşığı limon suyu katın ve bir yumurta akını iyice çırptıktan sonra ekleyin. Cildiniz kuru ise birkaç damla badem yağı da koyun. Karışımı yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra su ile temizleyin. 100 gr. yulaf ezmesi, 1 limon suyu ve bir yumurta akını karıştırdıktan sonra ortaya çıkan karışımı, maske halinde yüzünüze yayın. 10 dakika bekleyin. Bu maske cildinizi gerginleştirecektir.
Devamını oku »

ÇOCUĞUNUZA SEVGİNİZİ GÖSTERMENİN YOLLARI


1.Çocuğunuza yönelik olarak bol bol pozitif kelime kullanın. İğneleyici, imalı, alaycı sözlerden kaçının. Zaten çocuklar çoğunlukla bunları anlamazlar ve ansalar dahi, sadece olumsuz bir etkileşim yaratmış olursunuz.

2.Çocuğunuzun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına çabuk bir şekilde ve sevgiyle cevap verin ve tenkit edici sözleri ebeveyn olarak sözlüğünüzden çıkarın.

3.Evde ve başkalarının yanında iyi örnek olmak için çaba gösterin. "Özür dilerim", "teşekkür ederim" ve "lütfen" gibi kelimeleri kullanmaya özen gösterin.

4.Çocuğunuz öfkeli, münakaşacı veya kötü bir ruh hali içerisindeyken ona sarılın, okşayın veya onun hoşuna giden başka bir biçimde şefkat gösterin ve duyguları hakkında onunla konuşun.

5.Şiddet içermeyen disiplin yöntemlerini kullanın. Ergenlik yıllarında ciddi sorunlar yaşamamak için, çok önceden ödülleri ve sınırları belirlemeli ve tutarlı bir şekilde uygulamalısınız. Herhangi bir yaştaki çocuğun önemli kuralları devamlı ihlal etmesine hiçbir disiplin uygulamaksızın göz yummanız sadece çocuğunuzu daha fazla kuralı ihlal etmeye teşvik eder.

6.Çocuğunuzun arkadaşları, kardeşleri, akrabaları ve komşularla olumlu ilişkiler geliştirmesine yardımcı olun.

7.Küçük çocuğunuzla ve ergenlik çağındaki çocuğunuzla baş başa, onun hoşuna gidecek şeyler yaparak zaman geçirmek için plan yapın.

8.Çocuğunuza yüksek sesle kitap okuyun. Çocuklara yüksek sesle kitap okumak onların zihinsel ve dil becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur, okumayı öğrenmeye hazırlar, okul başarısını yükseltir ve yaşam boyu surecek bir okuma sevgisi kazanmalarını sağlar.

9.Çocuğunuzu sağlıklı yemek seçimleri ile tanıştırmanın en iyi yollarından biri onunla yemek yapmanızdır. Menünün planlanmasından, alışverişe ve yemeğin hazırlanarak servis edilmesine kadar tüm sürece onun da dahil olmasını sağlayın.

10.Çocuğunuz büyürken, zamanının çoğunu yaşamın her alanında çeşitli beceri ve vasıflarını geliştirmek için harcayacaktır. Onu teşvik ederek ve ihtiyacı olan ekipman ve yönergeleri temin ederek elinizden gelen yardımı sunmalısınız.

11.Evcil hayvan edinmek; fiziksel aktiviteyi teşvik edeceği, genel bir olumlu yaklaşım gelişmesine yardımcı olacağı ve sürekli bir arkadaşlık sağlayabileceği için özellikle kronik hastalığı olan ve engelli çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar.

12.Çocuğunuzun sağlığı büyük ölçüde yaşamının ilk yıllarında ona sunduğunuz bakım ve rehberliğe bağlıdır. Düzenli doktor kontrollerine götürerek, kazalardan koruyarak, sağlıklı besinler sunarak ve hareket etmesini teşvik ederek bedenini korumasına ve güçlendirmesine yardımcı olabilirsiniz.

13.Anne-baba olarak çocuğunuza verebileceğiniz en önemli hediyelerden biri de özgüvendir. Çocuğunuzun güçlü yönlerini keşfetmesi için sizin istikrarlı desteğinize ve yönlendirmenize ihtiyacı vardır ve kendine inanmayı öğrenmesi için sizin ona inanmanıza ihtiyaç duyar. Onu sevmeniz, birlikte zaman geçirmeniz, onu dinlemeniz ve başarılarını takdir etmeniz ona özgüven kazandırma sürecinin en önemli unsurlarıdır.

14.Anne-baba olarak birbirinize sevgi ve saygı gösterin, tartışmalarınızda mutlaka çocukların tanık olacağı barışçıl bir sonuca vararak (anlaşamamış olmak da bir sonuçtur), yapıcı tartışma konusunda örnek olun ve tartışsanız bile birbirinizi sevmeye ve saymaya devam ettiğinizi gösterin.
15.Hangi yaşta olursa olsun, çocuğunuza "seni seviyorum" demeyi unutmayın!Alıntıdır

Devamını oku »

HANGİ SAATTE NE YİYELİM?

12 Ocak 2008 Cumartesi

DR. MURAT TOPOĞLUYLA DOĞRU VE ZAMANINDA BESLENME
Aldığımız kilolar tabi ki en çok gün içinde yediklerimizle ilgili, ancak önemli bir diğer noktada bu besinleri hangi saatlerde tükettiğimiz...Çünkü günün belli saatlerinde metabolizmamız çok hızlı çalışırken, geri kalan zamanlarda oldukça yavaş hareket ediyor. Doğru zamanda doğru besinleri aldığınızda enzimler harekete geçiyor ve vücuttaki yağlar çok daha kolay yakılıyor. Ayrıca besinlerin doğru zamanda yenilmesi ile kilo ve hazımsızlık gibi problemler de ortadan kalkıyor.Yani kısacası artık ne yediğimizden çok ne zaman yediğimiz daha fazla önem kazanıyor.

O zaman hangi saatte ne yiyelim?

Sabah : Metabolizmanın oldukça hızlı olduğu ve enerji gereksinimimizin de fazla olduğu sabah saatlerinde güne iyi bir kahvaltı başlamak gerekir. Kahvaltıda kepekli ekmek, peynir, domates, salatalık hem tok tutmaları hem de besleyici olmalarından dolayı mutlaka tüketilmelidir. İlk yendiklerinde tok tutuyor gibi görünmelerine rağmen sonradan açlık hissini uyandıran bal, reçel gibi şekerli besinlerden uzak durmak ya da çok az miktarda tüketmek gerekir.

Öğle :Öğlen saatlerinde de vücudun kalori yakma hızı oldukça yüksektir. Bu nedenle günlük enerji ihtiyacımızın üçte ikisini bu saate kadar tüketmemizde yarar vardır. Öğlen yemeğinde et ve ekmek grubu ağırlıklı beslenmek daha doğrudur. Çünkü bu besinlerin kalori değerleri yüksek olduğundan bu saatlerde daha kolay sindirilirler.

İkindi : İkindi vakti yani saat 16.30-17.00 civarında kan şekerinde bir düşüş olabilir. Bu nedenle bu öğünde meyve, küçük sandviçler yada bisküvi ile bunu önleyebilirsiniz. Ancak diyet döneminde bisküvi vb. yüksek kalorili yiyeceklerin light olanlarını tercih edebilir ya da normal olanların miktarını sınırlayabilirsiniz.

Akşam :Akşam saatlerinde metabolizma işlevleri yavaşlar. Bu nedenle bu saatlerde fazla aşırıya kaçmadan yemek yenmelidir. Sebze yemekleri, salata, çorba, ya da ızgara et gibi kolay hazmedilen besinler küçük porsiyonlar halinde tüketilmelidir. Ancak maalesef Türk Toplumu olarak akşam yemeklerini çok daha ağır yemekleri fazla miktarda yiyoruz. Yemek sonrası hareket de fazla olmadığı için yediklerimizin tamamı sindirilemiyor ve yakılamıyor. Özellikle bir de akşam yemeğinden sonra sürekli bir şeyler yenmeye devam ettiğinde durum daha da karmaşık bir hale dönüşüyor. Burada önemli olan doğru besinleri seçebilmek...Gün içerisinde herhangi bir öğünü atlamamak gerekir. Çünkü atlanan her bir öğün diğer öğünlerdeki besin tüketimini arttırır. Özellikle sabah ve öğle öğünlerini atlayarak akşama yüklenmek ( yani pek çoğumuzun yaptığı gibi ) yapılacak en yanlış davranıştır. Yapılması gereken ise; yiyeceklerimizi öğünlere bölmek ve yüksek kalorili olanları akşama bırakmamaktır.
kaynak.murat topoğlu
Devamını oku »

BURCUNUZA GÖRE HANGİ ARABA SİZE UYGUN

9 Ocak 2008 Çarşamba

KOÇ (21 mart-21nisan) Direksiyon başındayken başka bir otomobilin kendisini geçmesine çok sinirlenir. Koç sürücüsü hızlı araba kullanmaya bayılır. Refleksleri çok iyidir ve tam zamanında önlemini alıp Tehlikeyi önlemesini bilir. Bir tavsiyede bizden; Koç burcu insanı araba kullanırken rahatsız etmeyin,içindeki trafik canavarını uyandırabilirsiniz!
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL :Koç burcu insanının hayalini kırmızı bir spor otomobil süsler. Otomobilin müzik sisteminin iyi olması onlar için hayati önem taşır.

BOĞA ( 22 nisan –21mayıs) Boğa burcu yaşamı seven,ondan haz almayı seven bir burçtur. Boğa burcu insanı genelde sakin olarak tanınır. ancak trafiğe çıktığında iş değişir. Kinci ve maceraperest olmaları onların direksiyon başındaki tavırları üzerinde belirleyici rol oynar. Boğa burcu sürücüsüne karşı trafikte dikkatli olmak gerekir.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL;Doğaya düşkünlüğü otomobil seçiminde de kendisini gösterir. İçinde rahat edebilecekleri otomobilleri seçerler. Gri ve kırmızı en çok tercih ettikleri renklerdir.
İKİZLER (22mayıs-21 haziran) İkizler burcu insanı gençliğin ve dinamizmin sembolüdür. Bunun nedeni ikizler insanının hangi yaşta olursa olsun genç ve çocuksu kalmayı başarmasıdır. Maceradan hoşlanırlar ve çok meraklıdırlar. İkizler sürücüsü hızlı,sinirli ve sabırsızdır.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL;Onun değişken karakteri farklı otomobilleri beğenmesine yol açar. Biraz maymun iştahlı olduğu söylenebilir. Seçtiği otomobil mutlaka gündemde ve modern olmalıdır.

YENGEÇ (22haziran - 21temmuz) Çok duygusal,hayalci,çocuksu insanlardır. Yengeçler ölçülü ve dikkatlidirler. Direksiyon başında da dikkatlidirler. Trafik kurallarına uymaya özen gösterirler ve birisi bir hata yaptığında oldukça sinirlenirler. emniyet kemeri takmadan asla yola çıkmazlar.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL ; Görünüş ve lüksten çok fonksiyon önemlidir. Aile otomobillerini tercih ederler. Fazla hız yapmamalarına rağmen güçlü motorlu otomobilleri tercih ederler. Bir markaya güven duyarlarsa kesinlikle değiştirmezler.

ASLAN (22temmuz -21ağustos) Otomobil kullanırken kendine çok güvenir. Can sıkıcı olaylar karşısında Soğukkanlılığını korumayı başardığı için hemen hemen hiç hata yapmaz.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL; Soğukkanlı olan aslan burcu insanı kendine güven veren güçlü ve sağlam otomobilleri tercih eder. Bu nedenle aslan burcu insanının hayalini her türlü lüks ve konfora sahip araçlar süsler.

BAŞAK(22 ağustos –21 eylül) Hayatının bir parçası olan titizliği otomobil sürerken de gösterir. Kurallara oldukça fazla özen gösterir. Ancak sabahları sinirli olur ve sabah otomobil kullandığında etrafına öfke saçabilir.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL; Detaylara önem verir,otomobilinde de konfor ister. Sağlam geniş ve ekonomik bir otomobil onlara göredir.

TERAZİ (22 eylül-21 ekim) Trafikte son derece kibar olmalarına karşın oldukça kararsız davranışlar sergilerler. Sürekli diğer arabalara bakarlar. Otomobil kullanmak kesinlikle bir zevk değildir.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL; İç ve dış dizaynı önem taşır. Teknik ayrıntılar genellikle fazla önem taşımaz.Terazi için otomobilin çizilmesi tam bir felakettir.

AKREP (22 ekim -21 kasım) Çok kıskanç olmasıyla tanınan akrep burcu,hataları affetmeyen ve saldırmak için Fırsat kollayan bir karakter barındırırlar. Sakin görünseler de bir hata ile karşılaştıklarında bağırıp çağırmaktan geri kalmazlar.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL; En son model hızlı ve güçlü otomobillerden hoşlanırlar. Motor sır dolu bir kutu değil,yakından ilgilendikleri bilgi sahibi oldukları bir şeydir. Güçlü otomobille hava atmaya bayılır. Siz siz olun sakın otomobilini eleştirmeyin.!

YAY ( 22kasım -21aralık) Özgürlüğüne düşkün olan yay burcu maceraya bayılır. Kendisini çok iyi tanır ve özelliklerinin farkındadır. Trafikte korkusuzdur. Trafik kurallarına uyar ve diğer sürücülere saygılıdır.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL; Konforlu ve sevimli otomobillerden hoşlanır. Otomobillerinin herkeste bulunmasını istemezler Üstü açık ya da en azından sunrooflu bir otomobil tercih ederler.

OĞLAK ( 22aralık -21şubat) Oğlak burcu yönetici olmak için yaratılmıştır. Organizasyon yeteneği güçlüdür.Reflekslerine ,hızına yani otomobiline hakimdir. İyi bir sürücüdür.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL;Kullandığı otomobil mutlaka en son model olmalıdır. Satış sonrası servise de büyük önem verir.

KOVA (22ocak - 21şubat) Hayatını olduğu gibi trafik kurallarını da hiçe sayar. Diğer sürücüleri küçümseyen bir tavrı vardır.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL;Kova burcu insanı otomobilinin dikkat çekici ve son model olmasını ister. Uyumlu bir dizayn,eksantrik bir iç donanım,büyük boyutlu geniş bir panel ve güçlü motor otomobilinde aradığı özelliklerdir.

BALIK (22şubat - 20mart) Hayalci ve romantik balık burcu insanı trafikte kurallara bağlıdır. Balıklar yolda tehlikeden uzak dururlar. Çok dalgın oldukları için tehlikeli durumlar yaratabilirler.
HAYALİNDEKİ OTOMOBİL; Canlı renkleri severler Kullanılmış otomobil almaktan hiç çekinmezler. Eski otomobil alıp yenilemeye üşenmezler. Gezmeye meraklı oldukları için otomobilin rahatlığı da çok önemli.
Kaynak:dostform
Devamını oku »

KÜRESEL ISINMA

8 Ocak 2008 Salı
KÜRESEL ISINMA NEDİR?
Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Bu olay son 50 yıldır iyice saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır.
Dünya'nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2) °C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, "son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluşturduğu" yönündedir.
Küresel ısınmaya, atmosferde artan
sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, güneşten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğurarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı ileri sürülmektedir.Su buharı, diğer sera gazlarından farklı olarak güneşten gelen radyasyonun şiddetine ve gezegenin ortalama ısısına göre sabit olan bağlı bir değişkendir. Dolayısıyla küresel ısınma konusunda pasif etkiye sahiptir
KÜRESEL ISINMANIN NEDENLERİ
İklim sistemi içsel ve insani etkiler, güneş hareketleri ve sera gazları, vb. nedenlerden etkilenmektedir. İklimbilimciler (klimatolog) küresel ısınma konusunda hemfikirdirler.
Bu değişimin detaylı nedenleri açık bir araştırma alanıdır ama bilimsel çoğunluk sera gazlarının son zamanlardaki sıcaklık artışının başlıca nedeni olduğunu belirtmektedir.
Atmosferdeki
karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) oranlarındaki artış dünya yüzeyinin sıcaklığını yükseltmektedir. CO2 oranındaki artış dünyanın yüzeyini ısıtmakta ve kutuplara yakın buzların erimesine yol açmaktadır. Buzlar eridikçe yerlerini kara veya sular almaktadır. Kara ve suların buza oranla daha az yansıtıcı olması güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla buzullarda daha fazla erimeye yol açmaktadır.

KÜRESEL ISINMAYI ENGELLEMEK İÇİN
*Her yere ağaçlar dikilmelidir.
*Teknolojik aletler dünyaya zarar vermeyecek şekilde yenilenmelidir.
*Yeni teknolojik aletler dünyaya zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
*Dünyaya zarar verenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
*Kentleşme durdurulmalıdır.
*Köy benzeri şehirler kurulmalıdır.
*Sanayi, dünyaya zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
*Arabalar vb. buhar gücüyle veya güneş enerjisiyle çalışanlarının da üretilmesi gerekmektedir.
*Düşük enerji tüketen aletler kullanılmalıdır.
*İsraf yapılmamalıdır (su,elektrik vb.)
*Çevremizi temiz tutmalıyız.
*Sularımızı gerekli zamanlarda ve yerlerde kullanmalı,dikkatli olmalıyız

kaynak:vikipedi
Devamını oku »

HER GÜN 20 DAKİKAYLA DÜMDÜZ BİR KARIN

6 Ocak 2008 Pazar
Uzmanlar karın bölgesini geliştirmek için bu bölgedeki kasları hedef almak gerektiğini belirtiyorlar. Karın bölgesi egzersizlerini evde rahatlıkla çalışabilirsiniz...

Süpermen hareketi
Harekete emekleme pozisyonunu alarak başlayın. Kol ve bacak çapraz olacak ve dirsek dize değecek konuma gelmeli. Daha sonra, kol ve bacağınızı yere paralel olacak şekilde uzatmalısınız. Kol ve bacağı kapadığınızda nefes alın; açtığınızda ise nefes verin! Her egzersizde olduğu gibi bu egzersizde de nefes düzeni çok önemi. Bu hareketi kesinlikle kontrollü ve yavaş yapmalısınız. Hızlı yaparsanız çabuk yorulup gerekli olan sayıyı elde edemeyebilirsiniz. Tekrar sayısı 10. Diğer bacak ve kol için de tekrar sayısı 10.
Faydası: Karın bölgesinin sertleşmesini ve biçim almasını sağlıyor.

Çaprazlama
Bu egzersiz için sırtüstü yatar pozisyonunu almanız gerekiyor. Bu sırada dizler bükülü olmalı. Diz 90 derece kaldırılmalı (eller kenetlenmeden ensede) ve vücudun üst kısmı yukarıya doğru gelecek şekilde dizlerinize doğru çapraz kalkmalısınız. Yukarı kalkıldığında derin nefes vermeniz aşağıda ise derin nefes almanız gerekiyor. Nefes alıp vermeniz sakin ve yavaş olmalı. Hareketi yavaş ve kontrollü yapmalısınız.
Tekrar sayısı 10
Faydası: Ön ve yan karın bölgelerinin şekil almasına yardımcı oluyor. Ayrıca sırt, boyun ve arka bacak kısımlarının sertleşmesini ve sıkılaşmasını sağlıyor.

Bilekler çalışıyor
Egzersiz için düz yatar pozisyonunu almanız gerekiyor. Eller kalça
altında olmalı ve küçük top, ayak bileklerinin arasında bulunmalı. Belin zemin ile olan temasını kesmemeye özen göstermelisiniz. Dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta ise, kamınızın hareket sırasında sıkı ve kontrollü olması. Harekete bacaklarınız yukarıda başlıyorsunuz ve 4'e kadar sayarak aşağıya indiriyorsunuz, Daha sonra 4'e kadar sayarak yukarıya kaldırıyorsunuz. Toplam 8 tekrar yapılıyor.
Faydası: Karın ve bacak bölgesinin sıkılaşmasını sağlıyor.
Topu kaldır
Bu egzersiz için ihtiyacınız olan sadece büyük bir top. Egzersize yatar pozisyonda, sırt yerde olacak şekilde ve dizlerinizin altına büyük bir top yerleştirerek başlamanız gerekiyor. Topu ayaklarınız ve bacaklarınız yardımıyla tutmalısınız. Dizleri karna çekmeli ve hafifçe topu yerden kaldırmalısınız, derin nefes alıp vermeyi unutmayın. Egzersizin tekrar sayısı 10.Faydası: Ön karın ve ön bacak kısımlarının çalışmasını ve sıkılaşmasını sağlıyor. Basen bölgesine şekil veriyor.
kaynak:dostform
Devamını oku »

ARTAN ÇAYINIZI SAKIN DÖKMEYİN

4 Ocak 2008 Cuma
Çayınızı demlediniz keyifle içtiniz artanını sakın dökmeyin
Saçınız mat mı:Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor .
Ayağınız mı kokuyor:Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.
Boğaz ağrılarında:Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında Xgargara olarak kullanılır.
Cildiniz çok mu yağlı:Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun,balsam vazifesi görün.Derinizdeki yaraların temizlenmesiÇayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.
Eliniz balık, soğan mı kokuyor:Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çayla yıkayın.Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?
Gözünüz çapak mı yapıyor:Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin.
Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız:Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.
Buzdolabınız koku mu yapıyor:Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır
KAYNAK.NETTEN
__________________
Devamını oku »

EN SAĞLIKLI BESİNLER

En sağlıklı 50 besin maddesi bünyemize hangi yararı sağlıyor
ELMA:Pektin, Bioflanovoid, C vitaminiKolesterol düzeyini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
ENGİNAR:Cynarin, bol miktarda B ve C vitaminiKan şekerini düzenliyor. C vitamini kalbi güçlendiriyor.
MUZ :Potasyum, B6 vitamini, Serotonin, MagnezyumRahatlatıyor ve uyumaya yardımcı oluyor.
FASULYE :Demir, Kalsiyum, B ve C vitamini, ProteinKan ve hücre yapımına yardımcı oluyor.


BROKOLİ:Magnezyum, A ve C vitamini, PotasyumKansere karşı koruyor, kasları güçlendiriyor.
ESMER BUĞDAY:Lysin, LezithinBeyni ve sinirleri besliyor, öğrenmeyi güçlendiriyor.
MANTAR:Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, MagnezyumKasları güçlendiriyor, saç ve tırnakları besliyor.
ACI MARUL:Yaşamsal önem taşıyan maddeler, Eser element, Potasyum, FosforYağ metabolizmasını düzenliyor, felç riskine karşı koruyor.
BEZELYE:Bitkisel protein, MagnezyumKolesterol düzeyini düşürüyor, bğırsak kanser riskni azaltıyor.
ÇİLEK:C vitamini, Kalsiyum, PotasyumBağışıklık sistemini güçlendiriyor, metabolizmayı harekete geçiriyor.
REZENE:C vitamini, Uçucu yağlar, Demir, Potasyum, KalsiyumÖksürüğü önlüyor, vücuda oksijen alımını artırıyor.
KÜMES HAYVANLARI:Protein, Potasyum, Magnezyum, B vitamini, ÇinkoBaş ağrısı sorununa karşı etkili, stresten arındırıyor.
GREYFURT:Folikasit, C vitaminiKan basıncını azaltır, kan yapımını artırır.
YULAF:Karbonhidrat, Demir, Magnezyum, B vitaminiEnerji sağlıyor, kas kramplarını önlüyor, idrar söktürüyor.
KUŞBURNU:Likopen, C ve E vitamini, DemirSoğuk algınlığı ve gribe karşı önleyici etkiye sahip.
RİNGA BALIĞI:Omega3 yağ asidi, Sodyum, PotasyumDamar sertliğini ve yüksek tansiyonu önlüyor.
AHUDUDU:C vitamini, Potasyum, Kalsiyum, Demir, FolikasitVirüs ve bakterilere karşı koruyor, tümör oluşumuna engel oluyor.
MÜRVER:Potasyum, B1 vitamini, C vitaminiTerleten ve öksürüğü azaltan etkiye sahip. Kabızlığa iyi geliyor.
YOĞURT:Kalsiyum, Riboflavin, B12 vitaminiBağırsak kanserine karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
FRENK ÜZÜMÜ:C vitamini, Niasin, KalsiyumSinir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor.
PEYNİR:Protein, Sodyum, Potasyum, KalsiyumKemikleri güçlendiriyor, sinirleri koruyor.
HAVUÇ:A vitamini, SelenyumSperm üretimini sağlıyor, vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
PATATES:Mieraller, C vitamini, Bitkisel Protein, PotasyumKansere karşı koruyucu, vücudu toksinlerden arındırıyor.
KEFİR:Asit laktik, Asit laktik bakterileriBağırsak enfeksiyonuna, kabızlığa ve gaza iyi geliyor.
KİVİ:C vitamini, Karotionid, FlavonoidZayıflatıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SARIMSAK:Quercetin, Ajoene ve AllisinKansere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SOM BALIĞI:Omega3 yağ asidi ve D vitaminiKemikleri güçlendiriyor, meme kanseri riskini azaltıyor.
PIRASA:Allisin, Çinko, Manganez, SelenyumKan basıncını düşürüyor, kalbi ve damarları güçlendiriyor.
MERCİMEK:Çinko ve AminoasitYorgunluğu gideriyor, strese karşı etkili
MISIR:Çinko, Magnezyum ve B vitaminiStresle savaşıyor, bağırsak kanserini önlüyor.
USKUMRU:Omega3 yağ asidi, D, B6-B12 vitaminleri ve İyotKan basıncını düşürüyor, moral yükselten etkiye sahip
MANGO:A ve B vitamini, ÇinkoCinsel enerjiyi yükseltiyor,orgazm yeteneğini artırıyor.
DENİZ BİTKİLERİ:Omega3 yağ asidi, Pantothenik asitKolesterol düzeyini düşürüyor, kalp krizi riskini azaltıyor.
SİYAH TURPC: vitamini, Kalsiyum, Potasyum, DemirBağışıklık sistemini ve kan dolaşımını güçlendiriyor.
KAVUN:Mahnezyum, Potasyum ve KalsiyumVücuttaki su düzeyini ayarlıyor, idrar oluşumunu artırıyor.
SÜT:Kalsiyum, D, A ve B2 vitaminleriKemik oluşumunu teşvik ediyor, bağırsak kanserine karşı koruyor.
PEYNİR SUYU:Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Laktik asit bakterileriSindirim sistemi şikayetleri ve mide yanmasına karşı iyi geliyor.
CEVİZ, FISTIK, FINDIK:B ve E vitamini, Çinko, DemirSakinleştiriyor, uyumayı sağlıyor, stresi azaltıyor.
ZEYTİNYAĞI:Doymamış yağ asidi, E vitaminiKötü huylu kolesterol düzeyini düşürüyor, hücreleri koruyor
PORTAKAL:B ve C vitamini, Potasyum, Kalsiyum, SelenyumVücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor.
PAPAYA:Karotinoid, Enzimler, C vitaminiKalp hastalıklarını önlüyor, stresi azaltıyor
YEŞİL-KIRMIZI BİBER:Capsaicin, A ve C vitamini, ÇinkoBaş ağrısı ve migrene karşı koruyucu etkiye sahip
ERİK:Potasyum, Demir, B vitaminiVücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor, enerji veriyor.
KIRILMAMIŞ PİRİNÇ:Protein, Potasyum, Kalsiyum, MagnezyumMide anması ve gaza karşı etkili. Vücuttaki fazla suyu atıyor.
RAVENT:Magnezyum, Manganez, Kalsiyum, B vitaminiSağlıklı kemiklerin oluşumuna katkıda bulunuyor.
DANA ETİ:Demir, Protein ve PotasyumSoğuk algınlığı, öksürük ve gribe karşı iyileştirci etkiye sahip.
LAHANA TURŞUSU:Laktik asit bakterileri ve B12 vitaminiTümör oluşumunu önlüyor.KEREVİZPotasyum, Sodyum, Kalsiyum, MagnezyumKabızlık, mide ve bağırsak sorunlarına karşı etkili.
SHIITAKE MANTARI:Lentinan, D vitaminiBağışıklık sistemini güçlendiriyor, kanser oluşumunu engelliyor.
SOYA:Yağ, E vitamini ve ProteinE vitamini hücreleri koruyor, kanser riskini azaltıyor.
kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

C VİTAMİNİNİN FAYDALARI

3 Ocak 2008 Perşembe

C VİTAMİNİNİN BAŞLICA ETKİLERİ
Doku bağlarını tutan ana protein maddesi -diş etlerinin, damarların, kemiklerin, diş büyüme ve onarımı için gerekli- olan kolajeni üretmek ve bağışıklık sistemi, sinir sistemi, hormonlar ve besinlerin emilim fonksiyonlarına (E vitamini ve demir gibi) destek olmaktır. Göz merceği ve akciğer gibi yapılarda antioksidan olarak çalışır.
SOĞUK ALGINLIĞINA KARŞI
C vitamini ayrıca, antioksidan yapıda olan E vitaminine dönüşebilir. Suda eriyen bir vitamindir. Kötü kolesterolün (LDL) oksidasyonunu önler. Yüksek dozda alınması halinde ne gibi yararlar getireceği yolunda çalışmalar sürmekle birlikte, beta karoten gibi, antioksidan etki nedeniyle, kanser, kalp-damar hastalıkları ve katarakta yakalanma ihtimalini azalttığı belirlenmiştir. C vitamini, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı da direnci de artırmaktadır. Stres koşullarında daha hızlı kullanılır. Yetersizliğinde iskorbüt görülürken, yüksek dozları sindirim sisteminde tahrişlere neden olabilir. Uzun süre yüksek dozda kullanılmasının böbrek taşı ihtimalini artırdığı da bilinmektedir.
FAYDALARI NELERDİR?
-Birçok kanser çeşidinin oluşmasını önler.
-Nitrosaminlerin (kansere neden olan maddeler) oluşmasına karşı koymada yardımcı olur.
-Ameliyat sonrası iyileşmeyi hızlandırır.
-Doğal bir laksadif olarak işlev görür.
-Yaraları, yanıkları ve kanayan diş etlerini iyileştirir. * Damarlardaki kan pıhtılaşmasını düşürür.
-Birçok viral ve bakteriyel enfeksiyonun önlenmesine ve genellikle bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine yardımcı olur.
-İdrar sitemi enfeksiyonu tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini büyük ölçüde artırır.
HANGİ MEYVE SEBZELERDE C VİTAMİNİ VAR
Turunçgillerde bol miktarda bulunur. Ayrıca muz, taze sebzeler, maydanoz, kabak, soğan, karnabahar, patates, biberler, domates, lahana, ıspanak, kıvırcık salata gibi yeşil yapraklı sebzeler, en iyi C vitamini doğal kaynaklarıdır kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

ANNE KARNINDA YAŞAMA YOLCULUK

2 Ocak 2008 Çarşamba

Anne karnında yaşama yolculuk
AnneKarnindaYaSamaYolculuk.part1.rar
http://rapidshare.com/files/80555021/
AnneKarnindaYaSamaYolculuk.part2.rar
http://rapidshare.com/files/80547776/
AnneKarnindaYaSamaYolculuk.part3.rar
kanak:netten alıntıdır
Devamını oku »

FINDIĞIN FAYDALARI

HER GÜN BİR AVUÇ FINDIK İYİ GELİR
Günlük dengeli beslenmede hayati bir besin ve katkı maddesi olan fındığın, sağlık açısından pek çok olumlu etkisi bulunuyor. Her gün sadece 25-30 gr fındık yemek, günlük E vitamini ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılıyor. Oleik asit çoğunlukta olmak üzere yağ, protein, karbonhidrat, E vitamini başta olmak üzere çeşitli vitaminler, mineraller, diyabetik lifler, fitosterol (beta- sitosterol) ve anitoksidant fenoliklerin özel bileşimleri nedeniyle, insan beslenmesi ve sağlığı açısından fındık, kuruyemiş çeşitleri arasında önemli bir konuma sahip bulunuyor. Fındığın besleyici ve duyumsal özellikleri onu, gıda ürünleri için benzersiz ve ideal bir malzeme haline getiriyor
-Omega 3 kaynağı olarak kalp ve damar dostu bir besindir.
-İçinde bulunan Omega 3 kan pıhtılaşmasını ve damar sertliğini önler
-Tansiyonu düşürür, şeker hastalarında kalp hastalığı riskini azaltır.
-E vitamini bakımından zengin olması nedeniyle antioksidan ve yaşlılık engelleyici bir gıdadır, adet döneminde kan şekeri düşüklüğüne faydalıdır.
-İçerdiği E vitamini şeker hastalığının gelişimini engeller; kalp, damar, beyin ve sinir fonksiyonlarını düzenler, yaraların iyileşmesine faydalı olur, prostat kanserinden korur.
-Fındıkta bulunan B5 vitamini stresi giderici özelliği olan bir vitamindir.
-İçerdiği B6 vitamini bağışıklık sistemini güçlü tutmaya yarar, kan şekeri düşüklüğüne faydalıdır.
-Gebelikte mutlaka takviyesi gereken B9 vitamini içerir. B9 vitamini damar sertliği yapıcı maddeyi azalttığı gibi kalp krizi, felç ve bunama riskini de azaltır.
-Çerdiği D vitamini kırmızı kan hücrelerinin yapımında rol alır, cilt yaralarının iyileşmesini hızlandırır.
-İçerdiği krom, kan şekerindeki oynamaları engellemek için gereklidir.
-Bor bakımından zengindir; kemikleri güçlendirir
-Cinsel gücü artırır
KAYNAK:alıntıdır
Devamını oku »

Bu Konuları Okudunuz mu ?